BİR TERBİYE VE YAKINLAŞMA MAKAMI

BİR TERBİYE VE YAKINLAŞMA MAKAMI

Akan zamanın içinde hissettiğimiz yalnızlık, çoğumuz için kaçınılması gereken, zorlayıcı bir duygu olarak algılanır.Acımasızca geçip giden zamandan kalan sadece yalnızlıklarımız..peki gerçekten de yalnız mıyız? Şu Koca Dünyada tek başımıza kalsak bile yalnız mıyız sizce..Peki ya bu yalnızlık, ruhumuza dokunan, bizi derinlemesine dönüştüren, Allah katında özel bir eğitim ve yükseliş vesilesi olabilir mi?..Belki de hissettiğimiz bu boşluk, aslında ilahi bir davet, O'na daha yakın olma fırsatıdır.

Bazen insan yalnızlığı iliklerine kadar hissedebiliyor bazen de kendini çok kalabalık hissediyor Yüceler yücesi Cenabı Allah varken nasıl yalnız olabiliriz ki..kendimize En yalnız dediğimiz zamanda bile Yetiş Allah'ım dediğimde kulum yetiştim diyen bir Allah'ımız var..Şimdi kendi yalnızlıklarımıza dönelim.

Bazen hayat bizi öyle bir noktaya getirir ki, etrafımızdaki tüm sesler susar, tüm destekler çekilir ve kendimizi yapayalnız hissederiz. Tam da bu anlarda, dışarıya değil, içimize ve öteye yönelme fırsatı doğar. Yalnızlık, bizi kendimizle yüzleştirir, gerçek ihtiyaçlarımızı, korkularımızı ve arzularımızı daha net görmemizi sağlar.

Bu süreçte, ruhumuz adeta bir terbiye makinesine girer. Sabretmeyi, şükretmeyi, teslim olmayı ve en önemlisi, yalnızca Allah'a sığınmayı öğreniriz. İnsanların gelip geçici destekleri yerine, Allah'ın sarsılmaz kudretine ve sonsuz sevgisine yaslanmayı deneyimleriz. Bu, O'na olan bağlılığımızı derinleştiren, samimiyetimizi artıran ve kalbimizde sadece O'na yer açan bir süreçtir.

Yalnızlık, bu yönüyle bir ceza değil, bir armağan, bir lütuf olabilir. Bizi dünyevi bağlardan bir nebze kopararak, gerçek kaynağımızla, Yaratıcımızla daha derin bir iletişim kurmaya sevk eder. Tıpkı bir öğrencinin öğretmeniyle baş başa kalıp özel ders alması gibi, yalnızlık anları da ruhumuzun ilahi bir eğitimden geçtiği, O'na daha yakın hissettiği özel makamlar olabilir.

Belki de bu nedenle, yalnızlık aslında kalbimizi Allah'a açmak için bir davet, O'nunla baş başa kalmak ve O'nun bizi yalnız bırakmadığını derinden hissetmek için verilen özel bir fırsattır. Bu bakış açısıyla, yalnızlık acı verici bir boşluk olmaktan çıkar, ilahi yakınlaşmanın ve ruhsal yükselişin bir aracı haline gelir.

Sizce de yalnızlık anları, içsel bir yolculuğa çıkıp Allah'la bağımızı güçlendirmek için bir fırsat sunuyor olabilir mi?

Aslında Yüce Rabbimiz yalnızlıkla bizi özel bir eğitime alıyor özel Hoca tutacağım diye insanların cüzdan dolusu para ödedikleri bir dönemdeyiz ve Allah size özel muamele yapıyor Söyleyin şimdi bu özel dersten şikayet etmeye hakkımız var mı yoksa özel hocamıza dört elle sarılıp verdiği dersleri en güzel şekilde anlamaya çalışmak daha akıllıca değil mi?

Yalnızlığa alışmış Yalnızlıktan korkmayan bir insan için yalnızlık bir tehdit olabilir mi.. Ruhumuzu yüce Rabbimize teslim ettiğimizde de kabre tek başımıza girmeyecek miyiz ve o kabirde de yine kalbimizdeki iman ve Allah aşkı Bir kandil gibi karanlıkları aydınlatmayacak mı?

Çok ilginç bir şey var, o da Rabbimin ruhları Çift olarak yaratmış olması ben buna bayılıyorum.

Tarih boyunca insanların yaşadıklarından ve peygamberlerin yaşadıklarından görüyoruz zaten Hz Yusuf'a bakıyoruz kuyuda Yalnız mıydı?

Efendimiz Sallallahu teala Aleyhi ve Sellem Hira sultanlığında Yalnız mıydı? Hz İbrahim Aleyhisselam ateşe atılırken Yalnız mıydı? Yunus Aleyhisselam balığın karnında Yalnız mıydı? Musa aleyhisselam firavunun karşısında Yalnız mıydı?

Elbette ki hayır hiçbir zaman yalnız bırakılmadılar çünkü Rabbimiz her zaman onlarla birlikteydi onlar için olmazları oldurdu Mucizeler yaşattı herkes onlara sırtını döndüğü anda onları tutup Sultan yaptı..

Bu dönemler, peygamberlerin insanlardan uzaklaşarak, kendi içlerine döndükleri, nefislerini terbiye ettikleri ve Rableriyle özel bir bağ kurdukları zamanlardı.

Bu yalnızlıklar dış dünyanın gürültüsünden arınma, benliğin fısıltılarını susturma ve kalbi yalnızca Allah'a açma fırsatı sunuyordu. Yalnızlık, onlar için bir nevi ilahi okula dönüşüyor, bu okulda vahye hazırlanıyor, zorlu görevlerine karşı güç depoluyorlardı. İnsan kalabalığının dikkat dağıtıcılığından uzaklaşmak, ilahi fısıltıları daha net duymalarını, manevi algılarının keskinleşmesini sağlıyordu. Bu süreçler, onların peygamberlik misyonlarına hazırlanırken Allah'ın lütfuyla birebir eğitildikleri özel anlardı yalnızlık diye düşündüğümümüz anlar..

Yorum bırakmak ister misiniz?

Daha yeni Daha eski