KADER Mİ, GAYRET Mİ? ASIL AŞK NEREDE?

KADER Mİ, GAYRET Mİ? ASIL AŞK NEREDE?

"Kader gayrete aşıktır" sözü ne harika bir söz değil mi? içimizi kıpır kıpır eden, umutlarla dolduran, gayrete getiren Harika bir söz..Bu sözün kime ait olduğu kesin olarak bilinmiyor..genellikle Hazreti Mevlânâ Celâleddîn hazretlerine atfedilse de Mevlana'nın eserlerinde bu ifadeye rastlanmamıştır.. bir sırlı kalpten çıkmış bir söz ve hepimizin de kalbinde yer etmiş...

Gayretin aşkı, kaderin gözünde parlayan bir ışık gibi..O ışık, en karanlık anlarda dahi umutla atılan her adımda kendini gösteriyor. Kader, pasif bir bekleyişin değil, bizzat senin çabalarınla, dökülen terinle, sesiz kimsesiz Gecelerde yastığına akıttığın gözyaşlarınla ve en önemlisi imkansıza ettiğin dualarınla örülen bir bir dantelin göz kamaştırıcı güzelliği..

​Gayretin aşkını anlamak için, imkansız diye nitelendirdiğimiz şeylere yönelişimize bakmak lazım..Bir dağın zirvesine tırmanmak için harcanan emek, bir hastalıktan kurtulmak için gösterilen azim ve en önemlisi, insan aklının sınırlarını zorlayan bir istek için edilen dualar... Bunların her biri, gayretin ne kadar tutkulu bir âşık olduğunun ispatıdır.

Kader ve Gayret'in aşkı, pasif bir hikaye değil, kainatın nabzını tutan canlı bir güçtür. Kader, henüz yazılmamış bir romanın sonsuz sayfaları, keşfedilmeyi bekleyen gizemli bir harita gibi.. Gayret ise bu boş sayfalara mürekkebini döken, her adımıyla haritadaki yolları çizen cesur ve etkileyici bir yazar..

​Gayret'in her çabası, Kader'in sunduğu olasılıklardan birini seçerek kâinatın kumaşını yeniden dokur. Bir yıldızın doğumu, bir nehrin yatağını değiştirmesi, bir çiçeğin açması... Tüm bunlar sadece tesadüflerin bir sonucu olması mümkün değil.. Bütün bunlar Gayret'in o anki seçiminin, eyleminin ve aşkının bir yansıması oluyor.. 

Onların aşkı, evreni edilgen bir şekilde izlemek yerine, ona yön veren, onu sürekli dönüştüren bir dinamik.. Bu ilahi aşk imkansız görünen her şeye rağmen kainatı şekillendiriyor..

Kader, potansiyeli sunar; Gayret ise onu gerçeğe dönüştürür. İnsanın her bir adımı, bu ilâhi dansın bir parçasıdır ve Biz, kendi kaderimizin mimarları olurken, aslında bu büyük aşk hikayesinin birer kahramanı haline geliyoruz.. duyduğumuz huzur, mutluluk, Güven, Şefkat, mmuhabbet, işte bu İlahi aşkın Cennet meyvesi olarak bize sunulmuş oluyor..

​Peygamberlerin hayatı, bu aşkın en güçlü örnekleriyle doludur. Onlar, en zorlu anlarda, sadece kendi gayretlerine değil, aynı zamanda o gayretin ilahi bir el tarafından destekleneceğine inanarak dua ettiler.. Peygamberlerin duası kaderin gayreti olan aşkının en güzel melodisi göklerde yankılanan..

​Gayretin aşkı, imkansızın karşısında tereddütsüz bir şekilde dile getirilen dualarda en derin anlamını bulur. Peygamberlerin tarihine baktığımızda o kadar çok örnek var ki biz başımızı döndüren duyduğumuzda kalbimize kanat çırptıran birkaç örnekten bahsedelim
​Zekeriya Peygamber, yaşlılık ve eşinin kısırlığı gibi insan aklına göre imkansız olan bir durumda bile, bir varis için Allah'a yalvarmıştı.."Rabbim! Bana katından temiz bir zürriyet ver. Şüphesiz sen duaları işitensin." Bu dua, bir yandan onun çaresizliğinin değil, Allah'a olan tam teslimiyetinin ve gayretinin bir yansımasıdır.. Neticede, bu gayret ve samimi dua, Hz. Yahya'nın doğumuna vesile oldu..

​Bir balığın karnında, denizin karanlıklarında kalan Hz. Yunus'un durumu, imkansızın ta kendisiydi. Ancak o, tam bir çaresizlik içinde bile pes etmedi ve gayretin en derin aşık halini dua ile gösterdi: "Senden başka ilah yoktur. Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum." dedi..Bu dua, onun bu umutsuz durumdan kurtulmasına, yeniden hayata dönmesine vesile oldu.. burada görüyoruz ki gayretin sadece fiziksel bir çaba değil, aynı zamanda manevi bir duruş.. aşıkın maşukuna olan tutkusu gibi..

​Hz. İbrahim'in yaşlılıkta evlat sahibi olma duası da imkansızlığa karşı gösterilen bir gayretin meyvesidir. O ve eşi, normal şartlarda çocuk sahibi olamayacakları halde, Allah'tan bir soy istemekten çekinmediler. Bu tereddütsüz gayret, Allah'ın vaadiyle birleşerek Hz. İshak'ın ve ardından Hz. Yakup'un dünyaya gelmesini sağladı.
​İşte gayretin aşkı, budur. İnsan aklının "imkansız" dediği her şeyin kapısını çalmaktır. Kader, bu tutkulu gayretin her adımına, her samimi duasına teslim olur..O, sadece bekleyenin değil, tüm kalbiyle çabalayanın ve inananın yanında olur.

​Kaderin gayrete olan aşkı, her şeyin önceden belirlenmediğini, aksine hayatımızın iplerinin kendi çabalarımızla örüldüğünü anlatır. Bu söz, edilgen bir duruş yerine, hayallerimiz için harekete geçmemiz gerektiğini vurgular. Kader, pasif bir bekleyişin değil, azmin ve çalışmanın sonucunda şekillenen bir yolculukturo senin pes etmediğin anların karşılığıdır.

​İmkansız gibi görünen bir hayal için dua etmek ise, bu yolculuğa yüklenen en değerli manalardan biridir. Bu, sadece bir dilek değil, aynı zamanda yüreğinde taşıdığın o derin umudun bir ifadesi.. İmkansıza dua etmek, aklın sınırlarını zorlayan bir inanç eylemidir. Bu, mantıksal hesapların ötesinde bir güvenin, Yüce Yaradan'a olan teslimiyetin ve her şeyin mümkün olabileceğine dair sarsılmaz bir inancın göstergesidir.

​Bazen hayatımızda karşımıza çıkan engeller o kadar büyük görünür ki, çaresizliğe kapılırız. İşte tam da o anlarda, imkansıza dua etmek devreye girer. Bu dua, sadece bir istek değil, aynı zamanda ruhumuza fısıldanan bir güçtür. O, bize görünmeyen kapıların, gizli yolların ve beklenmedik fırsatların varlığını hatırlatır. Belki de o imkansız dediğin şey, aslında senin gayretinle ve duanın gücüyle şekillenecek olan kaderinin bir parçası.. 

​Unutma ki, en büyük mucizeler, en umutsuz anlarda yeşerir. Kader, senin ona olan tutkulu gayretini beklerken, imkansıza dua etmenin kıymeti ise, bu tutkuya ilahi bir ışık tutar. Biri çabanın gücünü simgelerken, diğeri ise bu çabayı manevi bir enerjiyle besler. İkisi bir araya geldiğinde ise, hayat denen bu gizemli yolculukta imkansız diye bir şeyin kalmadığını ispatlar..

Unutmayalım ki, kaderin sırrı, gayretin tutkusunda gizlidir.

Yorum bırakmak ister misiniz?

Daha yeni Daha eski