🤍🤍Ya Rabbi! Kalplerimiz Gazze'ye doğru ilerleyen gemilerle birlikte atıyor. Sen, yolculuklarını bereketli kıl, onları selametle menzillerine ulaştır. Büyük gemilere el koydular ama Sen'in kudretine hiçbir güç engel olamaz. Küçük gemileri rahmetinle kuşat, üzerlerindeki kardeşlerimizi muhafaza et.
Onların niyetlerini halis, adımlarını sağlam, yollarını açık eyle. Dalgalara karşı dayanma gücü, karanlıklara karşı ışık ver. Gazze'ye varmalarını nasip et, vardıklarında ümmete umut, mazluma sevinç olsunlar.
El Hafız olan Allah'ım! Onları görünmez ordularınla destekle, meleklerinle siper et, hiçbir kötülük onlara yaklaşamasın. kalpleri birbirine bağlayan, yolları kolaylaştıransın; bu filoyu da selametle varış yerine ulaştır.😔Âmin🤲🤲
Tarih, bugün Gazze'de kitlesel bir felaketin yaşandığına tanıklık ediyor; bu acı, modern çağın en ağır insanlık krizlerinden biri olarak kaydediliyor.
Bu trajedi, yalnızca bir savaşın yıkımı değil, aynı zamanda uluslararası hukukun açıkça yasakladığı toplu cezalandırmanın sistematik bir sonucu. On binleri aşan can kayıplarının, 18.000'den fazlasının çocuk olması, kullanılan kuvvetin orantısızlığını ve acımasızlığını gözler önüne seriyor. İnsani yardımların bir silah gibi kullanılmasıyla kasıtlı olarak yaratılan kıtlık ise, yüzlerce masumun, özellikle de bebeklerin ve küçük çocukların, doğrudan açlık ve susuzluk nedeniyle hayatını kaybetmesine neden oldu.
Gazze'deki çöken sağlık sistemi, yerle bir olan altyapı ve iki milyondan fazla insanın yerinden edilmesi, savaş suçu ve insanlığa karşı suç iddialarını destekleyen somut kanıtlarla doludur. Tarih, bu vahim durum karşısında uluslararası toplumun ve küresel vicdanın tepkisizliğini de not edecektir.
Gazze Şeridi'ndeki yaşam şartları, 7 Ekim 2023'ten bu yana süren İsrail saldırıları ve ağır abluka nedeniyle son derece kötü ve felaket düzeyindedir. Bölgedeki insani kriz, "tarihin en karanlık sayfalarından biri" olarak nitelendirilmektedir.
İşte Gazze'de mevcut yaşam koşullarına dair temel bilgiler (Eylül 2025 itibarıyla):
Yaşam Koşulları ve Barınma
Yaygın Yıkım: Gazze'nin birçok bölgesi, özellikle kuzeyi ve Refah gibi şehirler, binaların %90'a varan oranda yıkılmasıyla harabeye dönmüş durumdadır.
Yerinden Edilme ve Barınma: 2 milyondan fazla insan, Çok kalabalık çadır kamplarında, Yıkık binaların içinde Sokaklarda, çoğu temel hizmetten yoksun koşullarda yaşamaya çalışmaktadır.
Sağlık Sistemi ve İnsan Kayıpları
Çökmüş Sağlık Sistemi: Gazze'deki sağlık sistemi, saldırılar ve abluka nedeniyle büyük oranda çökmüştür. Hastaneler kasıtlı olarak hedef alınmış ve büyük çoğunluğu hizmet dışı kalmıştır.
Kuzey ve Gazze kentindeki 20'den fazla hastane (Şifa, Endonezya, Türkiye-Filistin Dostluk Hastanesi dahil) ya tamamen hizmet dışı kalmış ya da ağır tehdit altındadır.
Kalan hastaneler, ilaç, sıvı, yakıt ve personel eksikliği ile mücadele etmektedir.
Can Kaybı: 7 Ekim 2023'ten bu yana 62.000'den fazla Filistinli hayatını kaybetmiş, 157.000'den fazla kişi yaralanmıştır.
Hayatını kaybedenlerin 18.000'den fazlası çocuktur, bu da her gün ortalama 26 çocuğun yaşamını yitirdiği anlamına gelmektedir.
Artık beslenme hakları ellerinden alındığı için, Açlık nedeniyle ölenlerin sayısı 289'a ulaşmıştır.
Temel İhtiyaçlar ve Altyapı Krizi
Temel hizmetler, İsrail'in kasıtlı olarak su, elektrik ve yakıt girişini kesme kararı ve altyapıyı hedef alması nedeniyle felç olmuştur.
Gıda ve Açlık: İnsani yardım girişinin engellenmesi ve savaşın neden olduğu kıtlık nedeniyle açlık krizi yaşanmaktadır. Anne karnında gelişimi yetersiz bebeklerin sayısı artmaktadır.
Su Krizi: Gazzeliler temiz içme suyuna ulaşmakta büyük zorluk çekmektedir.
Hayati öneme sahip su, yakıt ve elektrik krizi en üst seviyededir.
Temiz su bulamayanlar kuyular kazmaktadır, ancak bu kuyuların suları tuzlu ve kanalizasyon suyuyla karışık olduğundan 2,5 milyon kişinin sağlığı tehdit altındadır.
BM'ye göre on binlerce insan hijyen olanaklarından yoksundur.
Çevresel ve Altyapı Çöküşü: Kanalizasyon sorunu, hava ve su kirliliği ile yıkılan binaların kalıntıları, Gazze'yi büyük bir çevresel ve halk sağlığı krizinin eşiğine getirmiştir. Uzmanlar, bunun büyük bir deprem felaketinden daha büyük bir çevresel krize yol açtığını belirtmektedir.
Gazze halkı, devam eden saldırılar, yerinden edilme, açlık, susuzluk ve çökmüş bir sağlık sisteminin ortasında hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Uluslararası toplum, acil müdahale çağrısı yapmaktadır.
Gazze'deki her ölüm, her çığlık canlı yayınla dünyanın gözleri önünde yaşanıyor. Bir annenin kucağında ölü bebeğini sallayarak uyan diye haykırışını gördük. Açlıktan kaburgaları sayılan çocukların görüntülerini gördük.
Ekmek kuyruğunda beklerken bombalana sivilleri gördük. Biz gördük de görmezden geldik. İşte en büyük trajedi bu. Çünkü bazen en ağır suç hiçbir şey yapmamaktır. Bir düşünün. Eğer bu görüntüler senin çocuğuna, senin kardeşine, senin evine ait olsaydı ne yapardın? Böyle rahat olur muydun belgesel gibi izleyip susar mıydım yoksa kanlı gözyaşlarım akıtırdın..
İşte Gazze'de olan aslında bütün insanlığın evinde oluyor ve insanlığın vicdanı kanıyor. Gazze sadece Gazze değil. Gazze insanlığın onurunun kurtarılacağı koordinat..Orada açlıktan ölen her çocuk bizim sessizliğimizin kurbanıdır..Orada yıkılan her ev bizim umursamazlığımızın enkazıdır.
Ama hala bir şansımız var. Çünkü Gazze sadece acının değil aynı zamanda direncin de adıdır. O topraklarda insanlar hala yaşamak için direniyor. Çocuklar hala gülmeye çalışıyor. Biz de uyanmak zorundayız. Çünkü bu dünya sessiz kalanların değil, vicdanı diri olanların dünyası olacak.
Kategori
Yaşam